Eucalyptus globulus  
  • Türkçe Adı: Okaliptus
  • İngilizce Adı: Eucalyptus
  • En Sık Bulunduğu Bölgeler ve Genel Özellikleri: Aslen Avustralya ve Tazmanya’ya ait okaliptus ağacı, güney Avrupa, Afrika, Asya ve Amerika’daki yarı tropik bölgelerde de yetişmektedir.
Kullanılabilir Kısımlar: Yapraklar ve yapraktan elde edilen uçucu yağ
İçeriğindeki Bileşenler: 
  • Okaliptus yağı: 1,8-sineol (%80-90 oranında), p-simen, alfa pinenler, limonen, geraniol, kamfen vs.. gibi birçok bileşen içermektedir. Ancak bitkinin temel etkilerini, içerdiği sineol (okaliptol) sayesinde gösterdiği düşünülmektedir.
Etkileri ve Kullanıldığı Durumlar: Yapılan çalışmalar sonucu okaliptus yaprağının antimikrobiyal ve antifungal (mantar öldürücü) özelliklere sahip olduğu düşünülmektedir. Okaliptus sıvı ekstresinin, hipoglisemik aktivite göstererek kan şekerini düşürdüğü tahmin edilmektedir. Yapılan çalışmalar okaliptusun insülin salınımını arttırdığını ve glukozun kaslara girişini sağladığını  göstermiştir. Hayvanlar üzerinde yapılan diğer bazı çalışmalar ise okaliptusun diyabetli hayvan modellerindeki bazal glukoz seviyelerini düşürdüğünü göstermiştir.

Okaliptusun hiperglisemiyle ilişkili polidipsiyi (susuzluk durumunun aşırı fazla olması ve hastanın normalden fazla su içme ihtiyacı hissettiği durum) azalttığı da görülmüştür. Okaliptus, okaliptol adlı bir bileşen içermektedir (%80’den fazla). Okaliptolün analjezik (ağrı kesici) ve antienflamatuar (iltihap ve yangı karşıtı) etkileri olduğu bilinmektedir. Yapılan bazı çalışmalar sonucu okaliptolün, ağrı oluşumunda temel rol oynayan mekanizmalardan biri olan araşidonik asit oluşumunu önleyerek etki ettiği görülmüştür. Okaliptol  ayrıca, enflamasyon oluşumunu teşvik eden bazı sitokinlerin üretimini baskılayarak bu şekilde de etki göstermektedir. 

Okaliptus yaprağından elde edilen  etil alkol ekstrelerinin de anti enflamatuar etki gösterdiği bilinmektedir, bu sayede ise astım tedavisinde yardımcı olabileceği düşünülmektedir. Bu bitkinin ayrıca halılar ve kilimler gibi ev eşyalarında bulunan, mite adlı parazitleri (akar) %99 a kadar öldürdüğü görülmüştür.

Okaliptusun çok yüksek dozlarda kullanılması sonucu, içeriğinde bulunan okaliptol maddesinin kasılmalara yol açabileceği bilinmektedir. Bunun haricinde, okaliptus ve okaliptus yağı çok toksik bir bileşen olan hidrosiyanik asit içermektedir. Okaliptus, sitokrom P450 enziminin üretimini belli bir ölçüde inhibe ettiği için, özellikle bu enzim sayesinde metabolize olarak parçalanan ilaçları kullanan kişilerin  dikkatli olmaları tavsiye edilmektedir.

Okaliptus ağacının genellikle yaprak ve yapraktan elde edilen uçucu yağı kullanılıyor olmasına rağmen, nadiren ağaç kabuğu da medikal amaçlar için kullanılmaktadır. Ağaç kabuğunun içerisinde bulunan yaklaşık 12 bileşenin anti oksidan etkili olduğu tespit edilmiştir.
Okaliptus yaprağı  halk arasında,
  • Çeşitli enfeksiyonların tedavisinde,
  • Yüksek ateşi düşürmek için,
  • Hazımsızlığı gidermeye yardımcı olarak,
  • Balgam söktürücü olarak ve öksürüğü dindirmek için,
  • Astım, tüberküloz ve tekrar eden öksürük gibi çeşitli solunum yolu enfeksiyonlarına karşı,
  • Osteoartrit gibi bazı romatizmal rahatsızlıklara karşı,
  • Akne, yara, yanık ve iyileşmesi zor olan ülser türleri için,
  • Bakteriyel dizanterinin tedavisine yardımcı olarak,
  • Bazı karaciğer ve safrakesesi problemlerine karşı,
  • İştah kaybını gidermek ve mide iltihabını iyileştirmeye yardımcı olarak,
  • Dişeti kanamalarını tedavi etmek için,
  • Gonore gibi cinsel yolla bulaşan bazı hastalıklara karşı,
  • Grip ve domuz gribi gibi hastalıklara karşı,
  • Diyabetli hastalarda insülin seviyesini arttırmak için,
  • Nevralji ve kanser gibi bazı hastalıkların tedavisine yardımcı olması amacıyla oral olarak (ağızdan alınarak) kullanılır.
  • Okaliptus yağı halk arasında,
  • Solunum yolları mukozasının enflamasyonunda ve solunum yollarındaki rahatsızlıkları gidermek için (sıcak suyun içerisine damlatıp solunarak kullanılır),
  • Öksürük, bronşit, sinüzit, astım, KOAH (kronik obstrüktif akciğer hastalığı) ve çeşitli üst solunum yolları hastalıklarının tedavisinde veya semptomları hafifletmek için,
  • Özellikle buğuların içinde, ekspektoran olarak (balgam söktürücü), antiseptik olarak (mikropları öldürmek için) ve antipiretik olarak (ateş düşürücü),
  • Yaralar, yanıklar ve ülserler gibi cilt rahatsızlıklarının iyileşmesine yardımcı olmak amacıyla,
  • Çeşitli kanser türlerinin tedavisine yardımcı olarak kullanılmaktadır.
  • Okaliptus yağı, romatoid artrit gibi romatizmal rahatsızlıklara karşı, atletik performansı arttırmak için, genital herpese karşı (Herpes virüsü nedeniyle genital bölgede çıkan siğiller için), burun tıkanıklığını gidermek için ise topikal olarak (sadece etkilenen bölgenin üzerine) kullanılır.
  • Okaliptus, dişçilikte kanal tedavisinde kullanılan ilaçların içeriğinde bulunmaktadır. Gıdalarda ise kuru okaliptus yaprağı, yiyeceklere aroma katmak için kullanılır. Bunların yanı sıra parfümlerin içeriğinde ve kozmetiklerde de sıklıkla kullanılan okaliptus yağı, ağız yıkama suları, gargaralar, merhemler, diş macunları, öksürük damlaları ve pastiller gibi ilaç sanayinde kullanılan farmasötik ürünlerde oldukça sık olarak kullanılmaktadır.
Etkili Olduğu Durumlar: 
  • Astım: Yapılan ilk klinik araştırmalar, okaliptusun içerisinde bulunan okaliptol maddesinin mukolitik (mukusu, dolayısıyla balgamı eriterek azaltan) özellikleri olduğunu göstermiştir. Oral olarak (ağızdan alınarak) kullanıldığında, şiddetli astım hastalarının kullandığı oral steroidlerin dozajında azaltma yapılabileceği görülmüştür. Ancak okaliptusun bu kullanımının onaylanabilmesi için daha fazla klinik araştırmaya ve kanıta ihtiyaç vardır.
Kullanım Şekli ve Dozaj: Özellikle astıma karşı, okaliptus yağının bir bileşeni olan okaliptol, günde 3 kez 200 mg olacak şekilde oral olarak astım hastalarına uygulanmaktadır. Okaliptusun kullanımı için birçok kaynakta belirli bir dozaj şekli belirtilmemesine rağmen bazı kaynaklarda günlük 0,3 - 0,6 mg okaliptus yağının oral olarak kullanılabileceği belirtilmiştir (0,2 gram yaklaşık 10 damlaya eşdeğerdir).

Eğer okaliptus yağını soluyarak kullanacaksanız, bir miktar kaynar suya 2-3 damla okaliptus damlatmanız ve sudan çıkan buharı derin derin solumanız önerilir. Ancak okaliptus yağını topikal olarak kullanacaksanız, bu yağı %5-20 konsantrasyonunda olacak şekilde herhangi bir taşıyıcı yağın içerisine katıp seyrelterek, kullanmanız önerilir. Elde ettiğiniz yağı rahatsızlığın olduğu bölgenin üzerine birkaç damla damlatarak hafif masajla yedirmeniz tavsiye edilir. Okaliptus yapraklarını  saklarken, saklama kabının ağzının sıkıca kapalı olmasına ve ışıktan uzak durmasına dikkat ediniz.

Güvenlik ve Yan Etkileri: Okaliptusun  gıdalarda kullanılması güvenli olarak kabul edilmektedir ve Amerika’da gıdalarda kullanımı GRAS statüsündedir (güvenli). Okaliptusun medikal amaçlar için uygun miktarda kullanımı da güvenli kabul edilmektedir. Klinik araştırmalarda bu bitkinin bir bileşeni olan ökaliptolün, 12 haftaya kadar medikal amaçlarla kullanımının güvenli olduğu da görülmüştür.

Okaliptus yağının yüksek miktarlarının oral kullanımı ise güvenli değildir. Seyreltilmemiş 3,5 ml gibi yüksek dozlardaki okaliptus yağının oral kullanımı (ağızdan alınarak) oldukça riskli olmakla beraber, ölüme bile sebebiyet verebileceği düşünülmektedir. Okaliptusun gıdalarda bulunan miktarının çocuklar, gebeler ve emziren kadınlar tarafından kullanımı da güvenli kabul edilmektedir.

Diğer Bitkilerle /Gıdalarla / Gıda Takviyeleriyle Etkileşim: 
  • Hepatotoksik Pirolizidin Alkoloidleri İçeren Bitkiler: Okaliptus, bu bitkilerle beraber kullanıldığında, bahsedilen bitkilerin toksik özelliklerini daha da güçlendirebilir. Bu bitkilerden bazıları: grip otu, hodan, öksürük otu, karakafes otu, beni unutma ve solucan otudur.
İlaçlarla Etkileşim: 
  • Antidiyabet İlaçlar: Yapılan ilk çalışmalar okaliptus yaprağının hipoglisemik aktivite göstererek kan şekerini düşürdüğünü ortaya çıkarmıştır. Bu özellikleri nedeniyle okaliptusun kan şekerini düşüren ilaçlarla beraber kullanımı, additif etki yaparak kan şekerini beklenenden daha aşağı seviyeye düşürebilir.
  • Sitokrom P450 1A2 Substratları: Yapılan ilk çalışmalar, okaliptus yağının sitokrom P450 1A2 enzimini inhibe ettiğini göstermiştir. Bununla beraber bu etki, insanlar üzerinde gösterilerek rapor edilmemiştir. Bahsedilen nedenle, her ihtimale karşı, okaliptus yağı kullanırken sitokrom P450 1A2 enzimi tarafından metabolize edilerek parçalanan ilaçların kandaki miktarını düzenli olarak testler ile takip etmeniz önerilmektedir (herhangibir artış olup olmadığını gözlemlemeniz önerilir). Bu enzim tarafından metabolize edilen ilaçlardan bazıları: amitriptilin (Elavil), haloperidol (Haldol), ondansetron (Zofran), propranolol (Inderal), teofilin, verapamil (Calan, Isoptin) vs.. Bahsedilen ilaçları kullanan hastaların okaliptus yağını dikkatli kullanmaları veya ilaç kullandıkları süre içerisinde kullanmamaları tavsiye edilmektedir.
  • Sitokrom P450 2C19 Substratları: Yapılan ilk çalışmalar, okaliptus yağının sitokrom P450 2C19 enzimini inhibe ettiğini göstermiştir. Bununla beraber bu etki insanlar üzerinde gösterilerek rapor edilmemiştir. Bahsedilen nedenle, her ihtimale karşı, okaliptus yağı kullanırken sitokrom P450 2C19 enzimi tarafından metabolize edilerek parçalanan ilaçların kandaki miktarını düzenli olarak testler ile takip etmeniz önerilmektedir (herhangibir artış olup olmadığını gözlemlemeniz önerilir). Bu enzim tarafından metabolize edilen ilaçlardan bazıları: proton pompası inhibitörleri, omeprazol (Prilosec), lansaprazol (Prevacid), pantoprazol (Protonix), diazepam (Valium), nelfinafir (Viracept) vs.. Bahsedilen ilaçları kullanan hastaların okaliptus yağını dikkatli kullanmaları veya ilaç kullandıkları süre içerisinde kullanmamaları tavsiye edilmektedir.
  • Sitokrom P450 2C9 Substratları: Yapılan ilk çalışmalar, okaliptus yağının sitokrom P450 2C9 enzimini inhibe ettiğini göstermiştir. Bununla beraber bu etki insanlar üzerinde gösterilerek rapor edilmemiştir. Bahsedilen nedenle, her ihtimale karşı, okaliptus yağı kullanırken sitokrom P450 2C9 enzimi tarafından metabolize edilerek parçalanan ilaçların kandaki miktarını düzenli olarak testler ile takip etmeniz önerilmektedir (herhangibir artış olup olmadığını gözlemlemeniz önerilir). Bu enzim tarafından metabolize edilen ilaçlardan bazıları: non steroidal antienflamatuar ilaçlar, diklofenak (Cataflam), ibuprofen (Motrin), warfarin (Coumadin), glipizid (Glucotrol), losartan (Cozaar) vs.. Bahsedilen ilaçları kullanan hastaların okaliptus yağını dikkatli kullanmaları veya ilaç kullandıkları süre içerisinde kullanmamaları tavsiye edilmektedir.
  • Sitokrom P450 3A4 Substratları: Yapılan ilk çalışmalar, okaliptus yağının sitokrom P450 3A4 enzimini inhibe ettiğini göstermiştir. Bununla beraber bu etki insanlar üzerinde gösterilerek rapor edilmemiştir. Bahsedilen nedenle, her ihtimale karşı, okaliptus yağı kullanırken sitokrom P450 3A4 enzimi tarafından metabolize edilerek parçalanan ilaçların kandaki miktarını düzenli olarak testler ile takip etmeniz önerilmektedir (herhangibir artış olup olmadığını gözlemlemeniz önerilir). Bu enzim tarafından metabolize edilen ilaçlardan bazıları: lovastatin (Mevacor), ketokonazol (Nizoral), itrakonazol (Sporonax), feksofenodin (Allegra), triazolam (Halcion) vs.. Bahsedilen ilaçları kullanan hastaların okaliptus yağını dikkatli kullanmaları veya ilaç kullandıkları süre içerisinde kullanmamaları tavsiye edilmektedir.
Hastalıklar veya Durumlarla Etkileşimi: 
  • Diyabet: Yapılan ilk çalışmalar okaliptus yaprağının hipoglisemik aktivite göstererek kan şekerini düşürdüğünü ortaya çıkarmıştır. Bu özellikleri nedeniyle bu bitkinin kan şekerini düşüren ilaçlarla beraber kullanımı, additif etki yaparak kan şekerini beklenenden daha aşağı seviyeye düşürebilir. Bahsedilen sebep nedeniyle okaliptus yağı kullanan hastaların kan şekerini daha yakından takip etmeleri önerilmektedir.
German Commission E: Alman Komisyon E monografları (German Commission E monografları), 1983 ve 1993 yılları arasında 300 ‘den fazla bitki ve bitkisel karışımın medikal kullanımını, etkilerini ve yan etkilerini birçok klinik araştırmalar yaparak, objektif ve çok sıkı bilimsel kriterlere göre değerlendirek yazılmış olan bitkilerle ilgili çok değerli bir bilgi kaynağıdır. Alman komisyon E monografları, Alman hükümeti tarafından finanse edilen komisyon E’nin titiz çalışmalar sonucu yayımladığı, tüm dünyadaki herbalistler, eczacılar ve tıp doktorları tarafından ciddiye alınan bir kaynak olarak değerlendirilmektedir.
Okaliptus yağının German Commission E tarafından onaylanan kullanım durumları:
  • Öksürük / bronşit
  • Romatizma
Bilimsel Araştırmalar: 
  • Kanser: Bir okaliptus türü olan okaliptus grandis’in yapraklarından elde edilen oglobal G1 maddesinin, farelerde kanser oluşumunu önlediği görülmüştür. Fareler iki gruba ayrılarak bir gruba oglobal G1 maddesi verilmiş, diğer gruba verilmemiştir. Her iki gruptaki farelere de deri kanseri oluşturması için uyarıcı maddeler verilmiştir ve bunun sonucunda oglobal G1 maddesi verilen farelerin %46,6 ‘sında tümör oluşumu gözlenirken, bu maddenin verilmediği farelerin %86,6 ‘sında tümör oluşumu gözlenmiştir.
  • Dental Plak: Dental plak, halk arasında diş plağı olarak bilinmektedir. Klinik bir araştırmada, sağlıklı kişiler iki gruba ayrılmış ve bir gruba içerisinde okaliptus ekstresi içeren sakızlar çiğnetilmiş, diğer gruba ise okaliptus ekstresi içermeyen sakızlar çiğnetilmiştir. Bunun sonucunda okaliptus katkılı sakız çiğneyen kişilerde dental plak oluşumunun çok belirgin oranda azaldığı tespit edilmiştir.
  • Fungal Enfeksiyon: Fungal enfeksiyon halk arasında mantar enfeksiyonu olarak bilinmektedir. Mantar enfeksiyonlarına çeşitli mantar türleri ve cinsleri sebep olabilir. KOH testi kullanılarak mantar enfeksiyonu olduğu kesinleşen 50 hastaya, 1 hafta boyunca düzenli olarak %1’lik konsantrasyonda okaliptus yağı topikal olarak (mantarlı bölgenin üzerine) uygulanmıştır. Hastaların mantar enfeksiyonlarının Tinea pedis, Tinea corporis veya Tinea cruris türü mantarlardan kaynaklandığı tespit edilmiştir. 1 haftalık düzenli tedaviyi takiben 2. haftanın sonunda hastalara yeniden KOH testi yapılarak, hastalık durumları değerlendirilmiştir ve hepsi KOH negatif çıkmıştır, yani mantar enfeksiyonunun temizlendiği görülmüştür. Yapılan diğer çalışmalarda ise okaliptus yağının E. floccosum, M. audouinii, M. canis, M. nanum, M. gypseum, T. mentagrophytes, T. rubrum, T. tonsurans, T. violaceum türü organizmalar üzerinde de öldürücü etki yaptığı görülmüştür.
Tadı: Acı

Enerjetiği: Isıtıcı

Sindirim Sonrası Etkisi: Acı

Doshalar Üzerindeki Etkileri: Vata ve Kapha’yı azaltırken Pitta’yı arttırır.

Genel Nitelikleri: Diyaforetik (terletici), dekonjestan (burun açıcı), stimulan (uyarıcı), antibiyotik, antiseptik

Özellikle Etkilediği Organlar: Akciğerler, böbrekler

Kullanım Alanları: Solunum yollarıyla ilgili şikayetler, öksürük ve artrit ağrılarını dindirmek için sıklıkla kullanılır. Okaliptus, tüm bitkiler arasındaki en güçlü antiseptiklerden biridir. Bakteri, mantar ve virüsleri öldürmede oldukça etkilidir. Akasya gummi (gum Arabic) ile eşit miktarda karıştırılan okaliptus yağının, soğuk algınlığı, öksürük, grip gibi üst solunum yolu enfeksiyonlarında 2 saatte bir oral olarak 3-5 damla kullanımı, hastalığın iyileşmesi için oldukça yardımcı olacaktır. Aynı amaç için okaliptus yapraklarından çay demlenerek de içilebilir. Okaliptus yağı tüm solunum yollarıyla ilgili şikayetlere karşı göğüs ve sırt bölgesine bir miktar uygulanarak sürülebilir. Aynı şekilde ağrıyan bölgeye masaj yapılarak yedirildiğinde artrit ve romatizmal ağrılara da iyi gelecektir. Doğu herbalizmine göre okaliptus yapraklarından çay demleyerek tüketecekseniz 3-9 gram yaprak tüketmeniz tavsiye edilir. Eğer okaliptus yağını kullanacaksanız 1-5 damla kullanmanız yeterlidir.